Ana Sayfaya Dönüş

Biz kazandık! İnsanlık Kazandı Ataturkist Manifesto at EndCapitalism.org

Atatürk'ün Güneş Dil teorisini ispatladım



Emek Sineması 11 Suç İddiam


Emek Sineması'nı da Yıkanları da Unutmadık!




Emek Sineması Mücadelesi: Dokuz Yıl Sonra, Türkiye hukuki, ekonomik, sosyal, ahlaki ve teknolojik olarak yıkıldığı için Emek Sineması yıkıldı

10 Mart 2019



Tam 9 yıl önce bugün Emek sineması mücadelesini başlatmıştım. Emek sineması, Türkiye'nin hukuki, siyasi, ekonomik, sosyal, ahlaki ve teknolojik yönlerden yıkılması sonucu yıkıldı.

Kendi yaşamımından anılarla göstermek için bu süreci, biraz geriden alıyorum:

1991 sonbaharında, Florida Atlantic Üniversitesi (ABD) makine mühendisliği bölümünde laboratuar dediğimiz, dönemin ileri bilgisayarlarının olduğu çalışma ofisimizde yapay zeka konusunda kullanılan nöral ağlar üzerine doktora yapan Hintli ofis arkadaşıma ve yan laboratuarda çalışan, Amerikalı doktora öğrencisi arkadaşına, bırakın şu borsa işlerini, gelin internetten uçak bileti satalım, trilyon dolar kazanırız dedim. Kahkahalarla güldüler.

Henüz web icad edilmemişti!

Bu arkadaşlar maaşlarından arttırdıkları parayla borsada “penny stock”larla oynuyorlardı, önemli bir para değildi, ama en azından birkaç kişiyle başlangıç yapılabilirdi. Tanımadığım insandan para almak istemiyordum, zaten yatırımcı bulacağımı da hiç sanmıyordum. ABD'de internet sadece üniversitelerde ve bazı büyük şirketlerde vardı. Kaldı ki, üniversitelerde bile az biliniyordu, medyada yoktu, bilgisayar çevrelerinde bile gelişmesi garanti görünmüyordu,. O zaman dünyanın en zengini olan, üstelik yazılım zengini Bill Gates bile interneti tamamen ıskalayacaktı ilerleyen yıllarda.

Aklımda bilgisayar parçasından arabaya, internetten pek çok şey satılabileceği düşüncesi vardı, ancak turizm ve seyahat özünde bilgi işi olduğu ve yoğun bilgi işlem kapasitesi gerektirdiğinden, ve başlangıcı en az sermayeyle yapılabileceğinden, internette iş alanına bu sektörden giriş yapmayı düşünmüştüm.

Ve sermayem yoktu. Sıfır. Araştırma asistanı maaşım ancak yaşam masraflarımı karşılıyordu, yeşil kartım yoktu. Yatırım yapacak tanıdığım da yoktu.

Uzay mekiği ana motoru, jet motoru bilgisayar simulasyon programı üzerinde “roket ve jet motorlarında hata bulma” çalışmaları yapan küçük bir grupta araştırma asistanlığı yapıyordum ve bilgisayar programlarıyla asıl tanışmam orada olmuştu. Boğaziçi'nde bilgisayar dersleri almıştum ama bilgisayarı sevmezdim..

Internete inancım tamdı, geleceğinden emindim, daha da ötesi internetin dünyadaki son büyük gelir kaynağı olacağını öngörüyordum. Para kazanmak istiyordum, ama solculuğumdan, Atatürkçülüğümden, dürüstlüğümden en ufak ödün vermeden bunu başarmak istiyordum. Teknolojide yaratıcılıkla, ilkleri yaparak, zengin olmasam da iyi para kazanabilirim diye düşünüyordum. Kapitalizmde imkansıza yakın olduğunu biliyordum ama şansımı denemek zorundaydım.

Soyvetler Birliği'nin önemli hataları olsa da, dağıldığında büyük üzüntü duymuştum. Gorbachev'in ihanetini hala unutmam. Üniversite yıllarımın sonlarıydı, herkesin döndüğünü görüyordum. Ne o günlerde, ne sonrasında, Atatürk'e ve sola inancımı bir saniye bile yitirmedim ve bunu her zaman, sen hala oralarda mısın, diyen eski arkadaşlar dahil, herkese söyledim. Hayatım boyunca bu yönde elimden gelen mücadeleyi verdim. Ve 30 yıl sonunda büyük mutlulukla söylüyorum, dünyanın her ülkesinde bu mücadeleyi verenlerle birlikte, biz kazandık, insanlık kazandı!

1992 yazında Türkiye'ye geldiğimde rahmetli babam, solcu, Atatürkçü, dürüst avukat Aydil Kurtkaya'nın bir arkadaşının tanıdığı muhasabeciye internet şirketi kurması için vekaletname verip Amerika'ya döndüm. Hiç param yoktu, en azından Türkiye'de yaşam masraflarımı daha rahat karşılarım diye düşündüm ve gençliğimin geçtiği odayı şirket merkezi, limited şirket o zaman iki ortak gerektirdiği için de annemi hissedar yaparak şirketi kurmak istedim. Şirket ismi olarak da Elektronik Bilgi Bankası Ltd. Şirketi belirledim. Internet diye bir kelime yoktu Türkiye'de ve internete en yakın tanım olarak “elektronik bilgi bankası”nı düşünmüştüm.

1993 başı Türkiye'ye döndüm. Şirket 1992 Ekim ayında kurulmuştu.

Hala dünyada web yoktu. Dünyada internet işi yapmak, e-ticaret yapmak üzere kurulan ilk şirketlerden birini Türkiye'de kurmuştum. Amerika'da dev yazılım şirketleri vardı ama internet işi yapmak amacıyla daha önce şirketler kurulduysa ancak orada kurulmuştur. Avrupa 90'larda internette çok geriydi, ve hala, 27 sene sonra bile önemli markalar çıkaramamış durumda.

Şirketimin 17 yıl sürecek ömrü daha birinci günden Türkiye engeliyle karşılaşacaktı, ve maalesef bu sadece minik bir başlangıç olacaktı.

Türk olmam uluslarası rekabette önemli bir dezavantajdı ancak Türkiye'de Türk olmam çok daha büyük dezavantajdı.

Türkiye yaşayanlarının ezici çoğunluğu için Türkiye'de hukukun, teknolojinin, özgürlüğün, demokrasinin, üretimin ve özellikle yaratıcı üretimin olmamasının bir önemi yoktu. Bir şekilde gelir elde etme peşindeydiler, birkaç istisna vardı ancak, özel sektörcüsünün de devlet memurunun da hayattaki en önemli amacı garantili iyi bir kazanç elde etmekti. Bu kazancı elde ettikleri sürece herhangi bir sorunları yoktu, boş şikayet etme, vatan-millet edebiyatı yapma klasikleri dışında hemen hepsi yağmaya faşizme dayanan bu ekonomik-siyasi düzenle bir hizadaydı. BATI destekli askeri darbeler bunun için yapılmıştı, İnönü'den itibaren hemen tüm siyasetçiler bunun için çalışmıştı. Türkiye yaşayanlarının çocukları da aynı anne babaları gibiydi, 12 Eylül'e teslimdiler.

Ufak bir şaşkınlık yaşadım muhasebeciyle görüşmeye gidince. Şirketimin ismi Elektronik Bilgi Bankası değildi, Elektronik Bilgi Bilgisayar'dı. Anlamsız bir kelime kombinasyonu olmuştu. Nedenini sordum, Istanbul Ticaret odası şirket isminde banka kelimesinin kullanılmasına izin vermemişti, bilgi bankası ismini kullanarak vatandaştan para toplarım diye! Muhasebeci de banka kelimesi yerine bilgisayar yazdırmıştı.

Tam 25 sene sonra Çiftlikbank diye açıkça banka isimli, banka çağrışımlı şirketin vatandaşı dolandırmasına, üstelik yargının gözü önünde bunu yapmasına izin verilecekti. Bugün sağlık bakanlığı sitesinde hekim bilgi bankası ifadesi var, ve bu doğru ifade, bankacılık anlamına gelmiyor.

Mehmet Kurtkaya

Not: 2015 Haziranından beri herhangi bir siyasi partiye oy kullanmadım. Atatürk karşıtı Perinçek ve Vatan Partisinin ihanetini de zaten senelerdir twitterda yazıyorum.

Twitter: @mkurtkaya Twitter: @emeksinema